Rekabet Gücümüz Hızla Azalıyor!

Share

Son 1 yıllık süreçte küresel tedarik zincirinde yaşanan bozulmaya bağlı olarak artan navlun fiyatlarının rekabet gücümüze etkisini değerlendiren Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Karadeniz: “Navlun maliyeti sebebiyle üreticiler gerek hammadde ve ara mamul temininde gerekse yakın coğrafyamız dışına ihracatta büyük sıkıntı yaşıyorlar” dedi.

Türk plastik sektörünün ihtiyaç duyduğu hammaddenin yaklaşık 85’inin ithalat yoluyla karşılandığına dikkati çeken Ömer Karadeniz, “Sektörümüz ithal ettiği bu hammaddeyi katma değerli plastik mamule çevirerek doğrudan veya dolaylı ihracata konu etmektedir. Özellikle ara girdi sağladığı 30’dan fazla sektörün dış piyasada daha rekabetçi olmasını sağlamanın yanı sıra yerli üretim sayesinde bu sanayicilerimizin tedarik sorunu yaşamasını da engelleyen sektörümüz bu özelliğiyle stratejik önemi haizdir. Öte yandan, plastik sektörünün tedarik zincirinde meydana gelen bozulmalar ise tam da bu sebeple adeta bir domino etkisine sebep olmakta ve hemen hemen tüm imalat sanayinde üretimin aksamasına sebep olmaktadır. Ayrıca plastik hammadde fiyatlarında ya da bu ürünlerin tedarik kanallarında meydana gelen zamlar orta vadede enflasyon olarak tüketiciye yansımaktadır. Bu açıdan bakıldığında uluslararası taşımacılık maliyetlerinde yaşanmakta olan fahiş artışlar ihracatta rekabet gücümüzü olumsuz etkilediği gibi, plastik sektörü gibi stratejik sektörlerin maliyetlerine yansıması sebebiyle enflasyona da sebep olmaktadır” dedi.

Artan navlun fiyatları tedarik zincirini kısaltıyor

Artan navlun fiyatlarının tedarik zincirinin kısalmasına sebep olduğunu, bunun ise ülkemiz açısından hem riskler hem fırsatlar barındırdığını belirten Karadeniz, “Artan navlun fiyatları sebebiyle Uzakdoğu ve Güneydoğu Asya ülkelerinin Avrupa pazarlarına erişim maliyetinin hızla yükselmiş olması ülkemize bu pazarda rekabet açısından göreceli bir üstünlük sağlamaktadır. Öte yandan, ülkemizden Avrupa’ya taşımacılık maliyetlerinin de artmış olması tedarik zincirinin daha da kısalmasına ve ülkemizin boşa çıkan bu pazar payını rakip ülkelere bırakmasına sebep olabilir. Ülkemiz açısından daha önemli bir risk ise üretimin devam etmesi adına sanayimizin ihtiyaç duyduğu ithal ara girdilerden ve hammaddelerden kaynaklanmaktadır. Zira artan navlun maliyetleri hammadde tedariki kanalıyla üretici fiyatlarında enflasyona sebep olmakta ve ülkemizin uzak coğrafyalara karşı sahip olduğu üstünlüğü yitirmesini neden olmaktadır. Bu sebeple gerek hammadde tedariki gerek ihraç pazarlarına erişimde, navlun fiyatlarında yaşanan artışlardan minimum ölçüde etkilenmemizi sağlayacak önlemler bir an önce hayata geçirilerek bu fırsat penceresini yakalamamız sağlanmalı. Ayrıca plastik hammadde gibi kritik öneme sahip sanayi girdilerinin üretimi özendirilmeli ve bu kapsamda Adana Yumurtalık bölgesinde hayata geçirilecek olan tesise yenileri eklenmelidir” dedi.

Üretimde yaşanan maliyet artışı tüketiciye yansıyabilir

Son 1 yıldır üretici fiyatları enflasyonunun, tüketici enflasyonundan negatif ayrıştığını ve geldiğimiz noktada tüketici enflasyonunun neredeyse 2,5 katına ulaştığının altını çizen PLASFED Başkanı, “Üreticinin maliyet artışını fiyatlara yansıtmadığı bu son 1 yılda işletmelerin kar marjlarının hızla eridiğini gördük. Açıkçası üreticinin bu maliyet artışını uzun süre fiyatlara yansıtmadan sürdürmesi çok olası gözükmüyor. Kaldı ki hali hazırda yüksek olan üretici enflasyonunun navlun fiyatlarının girdi maliyetlerine etkisi ile daha da yükseleceğini öngörebiliriz. Tüketici enflasyonunun, girdi maliyeti kaynaklı olmasından hareketle bir an önce üreticimizin maliyetlerini aşağı çekecek önlemler hayata geçirilmeli” dedi.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Türkiye Ajans

[email protected]

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir