Forum İstanbul 2021 Günün İlk Oturumu ‘Şimdi Endüstri 4.0- Yarın Endüstri 5.0’ Başladı…

Share

Forum İstanbul 2021’in 25 Mayıs Salı günü saat 10:00’da APS oturum sponsorluğunda gerçekleştirilen, ‘Şimdi Endüstri 4.0- Yarın Endüstri 5.0’ başlıklı günün ilk oturumunda ‘Yapay zekâ, blokzincir ve sentetik biyoloji gibi Endüstri 4.0 teknolojileri ile küresel dönüşümün neresindeyiz? Bu teknolojileri nasıl yaratabilir, ölçeklendirebilir ve yönetebiliriz?’, ‘Yeşil ekonominin artan önemi doğrultusunda üretimin belgelenmesinin önemi nedir?’, ‘Pandemi ile “uyandırma çağrısı” yapan ve değeri pekişen Endüstri 4.0 sayesinde üretkenliği artırmanın ve maliyeti en aza indirmenin en önemli stratejik öncelik olduğunun farkına varılması ile, şirketlerin çevik ve esnek politikaları neler olmalıdır?’, ‘Toplum odaklı insansız teknolojiler diye tanımlanan Endüstri 5.0 kavramı neden önemli? Endüstri 5.0 kavramı ile gelecekte bizi neler bekliyor?’ gibi konular masaya yatırıldı. 

Dünya Gazetesi Genel Koordinatörü & Yazar Vahap Munyar’ın moderatörlüğünde gerçekleşen bu oturumda UiPath Türkiye Genel Müdürü Tuğrul Cora, Toplum 5.0 Akademi Kurucu Başkanı ve ENOSAD Başkan Yardımcısı Dr. Hüseyin Halıcı, DOF Robotics Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Mertcan ve Doruk ve ProManage Corp. Yönetim Kurulu Üyesi Aylin Tülay Özden konuk konuşmacı olarak katıldı.

2020 İtibariyle Büyük Kurumların Yüzde 70’inden Fazlası Robotik Süreçlerle Tanıştı

Fabrika otomasyonunda fiziksel robotlar uzun yıllardır kullanımda ve bugün üretim otomasyonunda da çok etkin kullanıldığına dikkat çekerek sözlerine başlayan UiPath Türkiye Genel Müdürü Tuğrul Cora, “Fabrikaların hızlı dönüşüm sonrası sıra ofislerimize geldi. Robot dediğimizde insanı taklit eden makina olarak anlaşılmalıdır. Fabrikadaki robotlar fiziksel iş yapan insan hareketlerini taklit ediyor.  Ofiste ise insanlar uygulamalar aracılığı ile bilgisayar başında birçok iş yapıyor. Bu sefer yazılım robotları ile bilgisayar başındaki insanların yaptığı işleri aynı, insanlara benzer şekilde çalışıyorlar. Bizler, ekrana bakarak ekranı anlayarak ve anladığımız yerden aldığımız bilgilerle işlemleri yapıp klavye ve fare yardımıyla bir başka ekrana yazıyoruz. Robot yazılımlar da aynı insan gibi yapay zekâ teknolojilerini kullanarak bunu hayata geçiriyor. Burada insanların yaptığı; tek düze, çok tekrar eden, kurala dayalı, standartları olan işleri yazılım robotları üzerlerine alıyor. İnsanların katma değeri düşük işlerden kurtarıp, verimli, hızlı, hatasız şekilde bu işleri yapabilecek zamandan tasarruf sağlıyor ya da aynı insan sayısı ile daha güçlü ve büyük bir kapasite elde edilebiliyor. Hızlı bir şekilde yaygınlaşıyor çünkü somut ve hemen sonuç alınıyor. Geri dönüşü en hızlı olan teknolojilerin başında geliyor. Yaptığınız yatırımı genellikle 1 sene içerisinde geri alıyorsunuz. 2020 itibariyle büyük kurumların yüzde 70’inden fazlasının robotik süreçlerle tanıştığını görüyoruz. Türkiye’de ise bu rakam 200’ün üzerinde,” dedi.

Kültürel olarak endüstride yaşanan devrimin kültürel açıdan toplum tarafından benimsenmesinin önemine dikkat çeken Toplum 5.0 Akademi Kurucu Başkanı ve ENOSAD Başkan Yardımcısı Dr. Hüseyin Halıcı, “Dünya krizinde üretim Uzakdoğu’ya kaydı. Gelişmiş ülkeler üretim oraya kayıyorsa bizim de bir şekilde bu kaynaktan faydalanmamız lazım. Çünkü Çin’in bugün geldiği nokta harikulade. Dolayısıyla biz bir şeyleri üretirsek geliştirmek de yani Ar-GE de oluyor. Lisansız üretim şekline geçmeliyiz ki Çin ile rekabet edebilelim,” dedi. 

Halıcı, sözlerine şöyle devam etti: “Diğer alanlarda dijitalleşirken doğal olarak insanlar iş kaygısı ya da teknolojinin getirdiği sorunlar oluyor. Bu konsepti Japonya ilk defa ortaya attı. Bu yaklaşımda insan devre dışı bırakılmayacak. Zaten endüstri 4.0 böyle bir şey de değil. İnsanın esnek bir zekâsı var ki onun kullanacağı işlere yöneltmek lazım. Bence teknolojinin yüzde 10’unda bile değiliz. Zihinsel çalışmaya doğru bir geçiş olacak. Netice itibariyle gelecekte insanların çalışmaları tamamen zihinsel işler üzerine olacak. Zihinsel çalışmanın olacağı bir döneme evrilirken, o zaman Türkiye’de de daha çok fiziksel ağırlıklı çalışmanın olduğu bir ülkedeyiz. Eğer biz endüstri 4.0’a geçersek, bu insanlara o zaman ne olacak? Bu nedenle de toplum 5.0 kavramıyla birlikte bu dönüşüme ayak uydurmamız lazım. Yani Japonların dediği gibi sadece endüstride değil, toplumda da dijitalleşmeyi öne çıkarmalıyız.”

Son olarak büyük şirketlerin yazılım tarafında yaptığı yatırımlar hakkında konuşan Halıcı, “Önümüzdeki dönemde sadece iş gücüne yönelik robotlaşma değil, bunun haricinde ev hanımlarının kullanabileceği yatırımlar, her alanda kullanılabilecek yazılımlar açıkçası önümüzdeki yıllarda çokça dile getirilecek diye düşünüyorum,” İfadelerini kullandı. 

Türkiye’nin iyi bir yazılım ülkesi olma potansiyeline sahip olduğuna dikkat çeken DOF Robotics Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Mertcan, “Türkiye’de yazılımcı var. Ancak yetiştirme ya da yetiştirdikten sonra ‘kaptırmama’ konusunda sıkıntı yaşıyoruz. İyi bir yazılım ülkesi olabilme potansiyeline sahipken rakamsal durumlardan dolayı mümkün olduğunca gerilerde kalıyoruz. Şunu da biliyoruz ki gençlerin elbette ki rakamsal olarak daha iyi koşulara ihtiyaç olduğu gibi daha iyi şartlarda çalışma noktasında farklı durumları da var. Gençler, ortam olarak kendilerini iyi hissettikleri ve daha iyi bir dünyaya gelecek sağlayabilmek için yüklenecekleri görevleri yerine getirebilmek adına, motive edilerek çalışan arkadaşlarımız olduğunu söyleyebilirim. Yani, bilinç noktasında şu günlerde çokça tartışılan konular var. Gençler farklı bakıyor. Onlar diyorlar ki, ‘bizim baktığımız dünyaya sizler bakamıyorsunuz’. Her dönem bu olabilir. Bilinç olarak birçok noktada siyasi, fikri olarak bizden daha net ve temiz bir şekilde bakabildiklerine şahit oldum. Gençlere sunacağımız güzel imkanların yanı sıra iyi imkanlarla başarılı şeyler yapabiliriz,” ifadelerini kullandı.

Türkiye’de Dijital Araçlarla Üretimin Nasıl Yönetileceğini Bilen 3 Bin Uzman Var

Türkiye’nin dijital araçlarla üretim geleceğini parlak gördüğünü ifade eden Doruk ve ProManage Corp. Yönetim Kurulu Üyesi Aylin Tülay Özden, “Pandeminin iki etkisi oldu. Biri iş gücü azalması; pandeminin ilk dönemiyle iş yerleri ve fabrikaların daha az personelle çalışması ve devamında ise hastalanan kişilerle iş gücü seyreldi. İkincisi ise evden çalışma hayatımıza girdi. Bu iki etki sıkıntıları da beraberinde getirdi. Gerek operasyonel gerek makina ekipmanlarının dijitalleşmesi ve otonomlaşması ile üretimde dijitalleşme iş yükü gücünü azalttığı için ilk sorunu önemli ölçüde yumuşattı. Özellikle üretim operasyonlarının da dijital araçlarla olabildiğince günlük işleri kolaylaştıracak şekilde yapılabilmesi ile iş gücü azaldığı için belli bir iş gücüyle daha çok iş bitirme imkânı sunuyor. Bu nedenle dijitalleşme avantaj sağladı. Bununla beraber bir dijital araç kullanarak üretimi yönetiyorsanız buna evden de ofisten de ulaşabiliyorsunuz. Haliyle ofise ya da fabrikaya gitmeden operasyonları yönetebilmenin yolları bulundu,” dedi. 

Özden, şöyle devam etti: “Türkiye’deki insanlar yeniliklere çok açık. Cep telefonu, internet kullanımında dünyada önde geliyoruz. Teknoloji kullanmayı da çok seviyoruz. Biz de dijitalleşme ve bunun topluma yayılmasında kültürel olarak ileride olan ülkelerdeniz. Bununla birlikte, mesela bizim firmamız üretim operasyonlarındaki dijitalleşme çözümlerini 23 yıldır sunuyor. Bugüne kadar 300’den fazla sanayi kuruluşunda bu tarz sistemleri kurduk. Türkiye’de en azından dijital araçlarla üretimin nasıl yönetileceğini bilen 3 bin uzman var. Türkiye’nin bu alanda geleceğini parlak görüyorum, dünyaya liderlik edebilecek ülkelerden biri olabiliriz. Dünya genelinde de endüstride dijitalleşme düzeyi zaten yüksek değil. Avrupa’nın durumu mesela Türkiye’den daha iyi değil,” dedi. 

Eğitime Hayat Verenler Ödülleri Sahipleri Darüşşafaka Cemiyeti ve AÇEV

Günün ilk oturumun ardından 20. Forum İstanbul Ödül Töreni kapsamında Eğitim Ödülleri bu yılki sahiplerini buldu. Eğitime Hayat Verenler Ödülleri Darüşşafaka Cemiyeti adına Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Öktem, AÇEV adına ise Genel Müdürü Burcu Gündüz Maşalacı’ya takdim edildi. 

İlk olarak söz alan ve duygularını dile getiren Öktem, “Bu özel yılda Türkiye’nin eğitim çınarı olarak yine Türkiye’nin en uzun soluklu vizyoner toplantısı Forum İstanbul’dan ödül almak bizleri mutlu ediyor. 2023’te dünyanın ilk on ekonomisi arasına gireceksek, nitelikli eğitim ve eğitimde eşitlikçi yaklaşım olmazsa olmaz. Evrensel değerler benimseyen, topluma karşı sorumluluk bilincinde olan bireyler yetiştiriyoruz. Yetiştirmeye de devam edeceğiz. Sizlerden bu ödülü almak bizleri çok heyecanlandırıyor. Sizlere candan teşekkür ediyor, başarılarınızın devamı diliyorum. Onur duyduk, iyi ki varsınız,” dedi.

Ardından söz alan AÇEV Genel Müdürü Burcu Gündüz Maşalacı ise pandemi döneminde yaptıkarı çalışmaların bir ödülle karşılık bulmasının çok önemli olduğunu dile getirdi:

 “Pandemide böyle bir ödüle tekrar layık görülmek çok önemli. Çünkü pandemi hedef kitlemiz olan çocukları, anne ve babaları derinden etkiledi. Biz de bu dönem boyunca eğitim ortamı açısından hanelerin güçlenmesi, ailenin fiziksel ve psikolojik olarak iyi olma halinin korunması, ev içi iş bölümü konularında çalışmalarımızı sürdürdük. Bunun için haftada bir ücretsiz internet desteği ile anne-baba buluşmaları düzenledik. Youtube kanalımızı da yayına aldık. Ayrıca www.okuyanbirgelecek.org platformu üzerinden daha fazla çocuğun erken yaşta kitaplarla buluşabilmesi için kampanya başlattık.” 

Ödülün kendilerini motive ettiğini belirten Maşalacı, AÇEV’de çok büyük ve güçlü bir ekiple birlikte çalışıldığını hatırlatırken, “Yönetim kurulumuz başta olmak üzere tüm çalışan arkadaşlarımız ve ihtiyaç sahibi ailelerin programlarımıza ulaşmasını sağlayan tüm gönüllülerimiz adına teşekkür ediyorum. Hayallerimizi paylaşan, destekçimiz olan herkese çok teşekkür ediyoruz,” dedi.

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Türkiye Ajans

[email protected]

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir