İnsülin Direncini Kontrol Altına Alın!
Vücudun yeterince insülin üretmemesi ya da hücrelerin insülini düzgün kullanamaması durumu olan insülin direnci, toplumda birçok kişiyi etkiliyor.
Kanser, obezite, tansiyon, diyabet, karaciğer yağlanması gibi pek çok ciddi hastalığa davetiye çıkaran insülin direnci, kişilerde kilo verememe durumunun arkasında yatan önemli bir sağlık sorunu olarak da yer alıyor. Bu kapsamda yaşam tarzında bazı değişiklikler yaparak insülin direncinin dengelenebileceğinin altını çizen Kardiyoloji Uzmanı Dr. Hamit Çelik, “Obezite ve aşırı kilolu kişilerin büyük çoğunluğunda insülin direnci oluşuyor. Pankreas, zamanla insülin salgılama yeteneğini kaybettiğinde ise kişilerde Tip 2 diyabete davetiye çıkıyor. Bu durumun şeker hastalığına dönüşmemesi için kişinin ideal kiloya ulaşması gerekiyor. Bu yüzden insülin direnci olan hastalara su diyeti tedavisi ile insülin direncini kontrol altına alıyor ve hastanın ideal kiloya ulaşmasını sağlıyoruz’’ dedi.
Tip 2 diyabetin oluşmasına zemin hazırlıyor
Tanı kriterine bağlı olarak obezite olan kadınlarda yüzde 44, çocuk ve gençlerin ise yüzde 33’ünde insülin direnci ortaya çıkıyor. Hareketsiz yaşam tarzı, genetik diyabet öyküsü, obezite, aşırı miktarda karbonhidrat tüketimine bağlı olarak gelişen insülin direnci tedavi edilmediğin de birçok sağlık problemiyle birlikte tip 2 diyabetin oluşmasına zemin hazırlıyor. Bu kapsamda kilo almanın kontrol edilememesi, yorgunluk hissi, bel çevresinin giderek genişlemesi, devamlı uyku hali gibi belirtilerin insülin direncinin belirtileri arasında yer aldığını belirten Kardiyoloji Uzmanı Dr. Hamit Çelik, su diyeti ile insülin direnci tedavisi ile ilgili bilgiler verdi.
Fazla Kiloya Dikkat!
Özellikle bel çevresinde aşırı yağ birikmesi, fazla kilo ve obezite diyabete davetiye çıkaran nedenlerin başında geliyor. Bu yüzden insülin direnci olan hastalara uygulanan su diyeti tedavisinin hızlı ve kalıcı kilo kaybını sağladığını belirten Çelik, ‘’Vücudumuza fazla besin alındığında, birikinti oluşturur. Sürekli sindirimi denetlemek, metabolik atıkları uzaklaştırmak, atılamayanları depolamak ve görevli organları yönlendirmek bağışıklık sistemini çok meşgul ettiği için hastalıklara karşı direnç gösteremez. Su diyetinde, yani bedene dışarıdan herhangi bir besin gelmediğinde bağışıklık sistemi sindirimle uğraşmaktan kurtulur, bütün gücünü vücudu temizlemeye yöneltir. 60-90-120 günlük periyotlarla uygulanan su diyeti, hastaların hızlı ama kalıcı kilo vermesini sağlıyor. Çünkü yemek düzeninde hiçbir şekilde karbonhidratlı besin eklemiyoruz. Bu yüzden hasta belli bir süreden sonra karbonhidrat yememeye alışıyor. Sadece su ve yanında ek olarak verdiğimiz besin ile süreci tamamlıyoruz. Bu süreçte vücuttaki atık maddeler, parazit ve mantarlar atılıyor. Bağırsaklar temizleniyor ve yağ yakımı hızlanıyor’’ dedi.