İstismar edilen salgın kısıtlamalarını ve yasakları tanımıyoruz!

Halkın siyaset yapma hakkının engellenmesi için istismar edilen salgın kısıtlamalarını ve yasakları tanımıyoruz!

Emekçi halkın, örgütlenme, söz söyleme, mücadele hakkı elinden alınıyor.

TKP, başından bu yana izlediÄŸi sorumlu tutumundan vazgeçmeyecek, ancak siyasi çalışma ve etkinliklerinin salgın gerekçesi ile sınırlandırılması ya da engellenmesine de müsaade etmeyecektir. Öncesinde olduÄŸu gibi TKP her tür gerekli saÄŸlık tedbirini kendi alarak, parti çalışmalarını hayata geçirecektir.

Ä°nsan yaÅŸamı her ÅŸeyin üstündedir. Türkiye’de ayrım gözetmeksizin tüm insanların saÄŸlıklı bir yaÅŸam sürdürebilmeleri baÅŸta siyasi iktidar olmak üzere tüm toplumun sorumluluÄŸundadır. Covid-19 salgını insan saÄŸlığı ve yaÅŸamına karşı ciddi bir tehdit oluÅŸturduÄŸu için toplumsal yaÅŸamda olaÄŸanın dışında belli tedbirler alınması da kaçınılmazdır. Tüm bu tedbirler tek tek bireylerin saÄŸlıklarını koruduÄŸu kadar toplumsal yaÅŸamın saÄŸlıklı ÅŸekilde devamını da saÄŸlamalıdır. GeçtiÄŸimiz bir yıl içerisinde yaÅŸanan ise, salgın koÅŸullarının patronların çıkarları ve AKP iktidarı lehine sonuna kadar istismar edilmesidir.

Türkiye’de halk nerede ise bir yıla yakın süredir salgın koÅŸullarında yaşıyor. Bu süre içinde resmi olarak açıklanan verilere göre 2,5 milyonu aÅŸkın insanımız Covid-19'a yakalandı, 30 bine yakın insanımızı ise kaybettik. 

Geçen bir yıl emekçi halkımız açısından sadece saÄŸlık tehdidinin deÄŸil iÅŸsizlik ve yoksulluk tehdidinin de fazlasıyla hissedildiÄŸi bir yıl oldu. Çalışabilir durumda olduÄŸu halde iÅŸsiz olanların toplam çalışabilir nüfusa oranı 30’lara ulaÅŸtı. GeçtiÄŸimiz bir yıl içinde emekçiler için hayat en iyimser tahminle yarı yarıya pahalandı. Öncesinde de örnekleri bulunan, geçinemediÄŸini söyleyerek yaÅŸamına son veren yurttaÅŸların sayısı salgın döneminde ciddi bir artış gösterirken, Türkiye belki de Cumhuriyet tarihinde açlığın uzun yıllar sonra ilk kez gerçek bir tehdit haline geldiÄŸi bir döneme girdi. 

Emekçiler için ekonomik yaÅŸamdaki zorluklar bununla da sınırlı kalmadı. Salgın koÅŸullarında halkın baÅŸka saÄŸlık sorunları nedeni ile saÄŸlık hizmetlerinden yararlanma oranında ciddi gerileme yaÅŸanırken, özellikle emekçilerin çocukları için eÄŸitim hakkı fiilen ortadan kaldırıldı. Salgın kısıtlamaları kapsamında ilk akla gelen okulları emekçi çocuklarına kapatmak oldu. Çalışma koÅŸullarının ağırlaÅŸtırılması, çalışma sürelerinin iÅŸçiler aleyhine esnetilmesi, çok sayıda hakkın gaspı ve yine iÅŸçiler aleyhine kimi yasal düzenlemeler de geçtiÄŸimiz bir yıl içinde normalleÅŸtirildi.

Halkın sosyal yaÅŸamında da ciddi kısıtlamalara gidildi. Kamuya açık alanların kullanımı, insanlar arasındaki iletiÅŸim, birlikte eÄŸlenme, vakit geçirme olanakları ve kültür sanat faaliyetleri kimi tedbirler gündeme getirilerek adeta sıfırlandı. 

AKP iktidarı salgın kısıtlamalarını fiili bir sıkıyönetim halini iÅŸler kılmanın bahanesi olarak kullandı. Emekçi halkın zaten sınırlı olan siyasete katılım kanallarını ise tamamen kapattı. Ä°ÅŸçilerin hak arama eylemlerini ya tümden yasakladı ya da bu eylemlere müdahale etti. Ülkenin aydınlanmacı, yurtsever, eÅŸitlikçi güçlerinin sözlerini söylemesini, sokaÄŸa çıkmasını fiilen imkansızlaÅŸtırdı. Yapılmak istenen eylemler karşısında salgın kısıtlamalarını bahane ederek orantısız bir kuvvet kullanımına gitti. Adli mercileri bu fiili sıkıyönetim halini iÅŸletmek üzere hukuka ve Anayasa’ya aykırı ÅŸekilde davranmaya zorladı.

AKP iktidarı, devletin kasasını, ülkenin her tür kaynağını patronlar için seferber etti. Sermayenin isteklerine uygun üst üste yeni düzenlemelere gidildi.

Özetle geçtiÄŸimiz bir yıl boyunca emekçilerin hayatı gittikçe zorlaşırken, patronlar ve AKP iktidarı salgın koÅŸullarını bir fırsat olarak ilan etti ve böyle deÄŸerlendirmek için elinden ne geliyorsa yaptı.

DiÄŸer yandan, toplumsal hayatı alabildiÄŸine sınırlayan AKP iktidarı patronların çarkı dönmeye devam etsin diye çalışma hayatına dönük kısıtlamalar söz konusu olduÄŸunda alabildiÄŸine esnek davrandı. Yakınları ile bile görüÅŸemeyen emekçiler her gün toplu taşıma ile iÅŸe gidip gelmeye, kalabalık iÅŸyerlerinde çalışmaya devam etti. Hafta sonu sokaÄŸa çıkma yasakları dahi patronlar lehine delik deÅŸik edildi, ortaya akıl almaz bir tablo çıktı.

Her tür toplu dinsel faaliyet de fiilen salgın kısıtlamalarının dışında sayıldı. Okullar dahi kapalı iken tarikat ve cemaat yapılarının buluÅŸmalarına izin verildi. Salgında yakınlarını kaybeden binlerce aile sevdiklerini çok kısıtlı koÅŸullarda ve sınırlı sayıda aile bireyinin katılımı ile topraÄŸa verirken AKP iktidarı ve cemaatler cenaze törenlerini kitlesel gövde gösterileri haline getirmekte hiçbir sakınca görmedi. 

Siyaset alanında da tam bir fırsatçılık içinde bulunan AKP, kendi siyasi faaliyetlerinde hemen hemen hiçbir salgın kısıtlamasına uymadı. Kendi tabirleri ile “lebaleb” kalabalık AKP toplantıları gerçekleÅŸtirmekten geri durmadı. Açılış ve benzeri gerekçelerle ülkenin dört bir yanında hiçbir tedbir olmaksızın halkı meydanlara toplamakta bir sakınca görmedi.

…

Türkiye Komünist Partisi salgının başından itibaren insan yaÅŸamına ve halka karşı sorumluluÄŸunun bilinciyle hareket etmeyi gözetti.

Covid-19 salgınının Türkiye’de de görülmeye baÅŸladığı 2020 yılı Mart ayında TKP olarak toplumsal ve ekonomik yaÅŸamın tamama yakınının durdurulup, yaygın test uygulamasıyla salgının sınırlandırılabileceÄŸini ısrarla vurguladık. Bunu vurgulanmakla yetinmeyip, aynı dönemde partinin faaliyetlerini de ciddi ölçülerde sınırlandırma yoluna gittik. Salgının insan saÄŸlığı ve toplumsal yaÅŸam üzerindeki olumsuz etkilerinin önlenmesi için gerekenleri tarif etmek, bu doÄŸrultuda taleplerimizi dile getirmek ve örgütlemekten geri durmadığımız gibi her tür siyasi çalışmamızda ve parti yaÅŸamımızda azami özeni hep gösterdik.

Gelinen nokta bu açıklamanın yapılmasını zorunlu kılmaktadır. Belli ki AKP iktidarı ve temsil ettiÄŸi sermaye düzeninin salgın tehdidi karşısında asıl önceliÄŸi insan hayatını korumak veya toplumsal yaÅŸamın halkın çıkarları lehine sürekliliÄŸinin saÄŸlanması deÄŸildir. BelirttiÄŸimiz gibi, hatta kendilerinin de açıkça da ifade ettikleri üzere, salgını Türkiye’de sömürü düzeni ve AKP iktidarı açısından “fırsata çevirme” uÄŸraşı içerisindedirler. 

TKP, iÅŸçi sınıfına siyaset alanının tamamen kapatılması giriÅŸimlerine izin vermeyecektir. SokaÄŸa çıkma kısıtlamasında,toplantı, basın açıklaması, yürüyüÅŸ gibi siyasi eylem ve etkinliklere dönük yasaklamalarda AKP iktidarınca öne sürülen salgını önleme gerekçesi inandırıcılıktan yoksundur ve tamamen halkı yanıltma amaçlıdır. Siyasal faaliyetin sadece iktidarın sürdüreceÄŸi ayrıcalıklı bir alan haline getirilmesi yönündeki bu yaklaşımı kabul etmiyoruz.

Sermayenin çıkarları ve AKP iktidarının hiçbir siyasi faaliyeti için iÅŸletilmeyen ama emekçi halkın toplumsal, kültürel ve siyasal yaÅŸamda yer almasını ölçüsüz ÅŸekilde kısıtlayan tüm yasaklar derhal kaldırılmalıdır!

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı