Share

GÜNLÜK SİYASET VE SİYASİLERİN KUTUPLAŞTIRICI DİLİ ÜZERİNE KISA BİR DEĞERLENDİRME

Siyaset sahnesinde ne yazık ki tek bir gerçek vardır; o da her ne şekilde olursa olsun iktidar koltuğuna oturmak. Dolayısıyla iktidar olmanın vermiş olduğu güç ile hedeflemiş olduğu noktaya öyle veya böyle gelmeye çalışmak. Bu gidiş yolu daha önce belli ilkeler ve değerler üzerinden yapılırken, ne yazık ki günümüzde artık kendi varoluş ilkesine bile aykırı hareket etme şeklinde de gerçekleşebilmektedir.

Durum böyle iken doğal olarak siyasetin dilinin de mevcut durum içerisinde, olması gerektiğinin tam aksi yönde cereyan etmesi hiç de abes bir durum olarak görünmemektedir. Veya görülmemelidir. Elbette olması gereken aklıselim bir siyasetin ürünü olan “aklıselim bir siyaset dili”dir. Ancak maalesef.
Gerçekleşen son yerel seçimler öncesi ve sonrası siyasilerin birbirlerine karşı kullanmış oldukları kimi ibareler ve dolayısıyla siyasi dil üslubu her kesimden insanın rahatsız olduğu bir söylem olagelmiştir. Her kesimden insanın beklediği ve aslında olması gereken, birbirlerinin değerlerine ve kutsallarına dokunmadan halkın refahı ve huzuru için yapacakları icraatları anlatmalarıdır. Şu an Türkiye’nin özellikle ekonomik olarak geldiği nokta önemli bazı ekonomistlerin açıklamalarına bakıldığında hiç de iç açıcı değil. Durum böyle iken mevcut ortamı daha da germeye hiç gerek yok. Halkın beklediği tek şey, ekonominin iyiye gitmesidir. Bunun haricinde söylenen ya da söylenmeye çalışılan, yapılmak istenen veya yapılmaya çalışılan hiçbir şey gerçek anlamda halkın gündeminde değil.

Yerel seçimler sonrasında kullanılan dil şu an bile devam etmektedir. Çok aşırı söylemler ister istemez halkta da rahatsızlık yaratmaktadır. Bunun önüne geçmek çok kolay olsa gerek. Ve nihayetinde bunu yapacak olan da bizim sevgili yöneticilerimiz ve tüm siyasi parti temsilcileridir. Uzlaşmacı, sorun çözücü, proje üretici, halkın refahını düşünerek israftan kaçınacak, işsizliği ortadan kaldıracak veya minimum bir noktaya çekebilecek ve dolayısıyla birbirlerine bu konularla ilgili yol gösterici adımlar atılmalıdır. Aksi durum kimsenin tatmin olmayacağı milliyetçi söylemlere ve bundan kimi hastalıklı grupların durumdan vazife çıkarıp bazı kişi veya kişişlere/kurumlara saldırmasına sebep olmaktadır. Bunu da hiç kimse istememektedir.
Sözün özü nedir diye soracak olursanız; gerçek anlamda çalışmak ve dolayısıyla halka hizmet etmek, halkın gerçek gündemi olan ve başta ekonomik sıkıntıların giderilmesi ve her alanda işe alımlarda liyakat ilkesinin işletilmesidir. Herkesin şunu bilmesi gerekir ki; hiç kimse hiç kimseden bu ülkeyi ne az ne de çok sevmektedir. Madem ki hepimiz bu güzel ülkenin vatandaşlarıyız, o zaman herkes herkesle eşit konumdadır. Çatışma ortamının olmadığı, güzel bir ülkenin yarınlara yatırım yapması dileğiyle…


Etiketler: 1 okunma

Bilgilendirme

Urfa Yaşam Haber sitesinde yazılan yazılardan yazarın kendisi sorumludur. Yazarın görüşleri Urfa Yaşam haberinin görüşlerini yansıtmaz

Kaynak: Urfa Yaşam

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir